Malpraktis - Tıbbi Kötü Uygulama -


Malpraktis nedir ?


Kısaca meslek hatası diyebileceğimiz ve her mesleğin hatalarına karşılık gelen yabancı kökenli malpractice kelimesi dünyada ve ülkemizde daha çok hekim hataları ile anılır olmuştur.

İçinde yaşadığımız Anadolu Coğrafyasının Batı Anadolu topraklarında yaşayan ve tıbbın babası olarak nitelendirilen Hipokrat'a  göre tıp biliminin ilk kuralı “Primum non nocere” (Önce zarar verme) ilkesidir.

Türk Tabipler Birliği etik ilkelerinde yer alan tanıma göre

Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpractice)

Madde 13-Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi "hekimliğin kötü uygulaması" anlamına gelir.
Sigorta terminoljisinde ise tıbbi kötü uygulama olarak nitelendirilmiştir.

Aslında hekim hatası diyerek yanlış tanımlanan malpraktis tanımını kullanırken son derece karmaşık olan bir sürecin doğru yönetilemediğini göz önüne almak zorundayız. En başta hastanın kendisinden eğitim veren üniversite ve  ilaca ,  tıbbi malzeme üreticisinden, hastane yönetimine , hastanede çalışan tüm yardımcı  personelden  hekime ve  en sonunda devlete yüklenebilecek bir çok görev ve sorumluluğun eksik olması sonucu ülkemizde ve dünyada binlerce hasta ölmektedir.

Bir film kötü olduğunda senarist,teknik ekip ,oyuncular değil nasıl yönetmen eleştirilirse tıbbi bir hatada da doğal olarak ilk muhattap hemen hekim olarak görülmektedir.

İstatistiklere göre Amerika'da her yıl ortalama 195.000  kişinin tıbbi hatalar nedeni ile öldüğü tartışmalı olmakla birlikte tahmin edilmektedir.Kısacası ABD de en yaygın üçüncü ölüm sebebi olarak belirtilmiştir.

Ülkemizde özellikle zorunlu sigorta sonrası medyanın da gittikçe artan ilgilisi ile malpraktise konu dava sayısı hızla artmaktadır.

Sigorta şirketinde avukat olarak çalışmış olmanın verdiği tecrübe ile web sitemden güncel yazılar ile malpraktisi cezai ve tazminat hukuku açısından başta hekimler , hastalar , hasta yakınları ve diğer yardımcı sağlık personelinin özellikle idareci konumda ki personelin sorumluluğu açısından incelemeye çalışacağım.

2 yorum :

  1. Merhaba ben 10 ay önce ,özel bir diş kliniginde dis tedavisine basladim ilk basta sizin ceneniz implanta uygun dediler ve 6 adet implant ve geri kalan 21 diş ide estetik acidan kesip kaplama yaptilar ancak arka arkaya birsuru sorun yasadim 15.gun implant vidalari kendiliginden aciga cikti sorun yok dediler daha sonra agiz ici candida albians denilen bulasici bir mantar hastaligi olustu implantimin birini kaybettim onuda onlar degil baska bir hastane teshis etti gec teshis ve ilerlemis bir mantar vakasi tam bitti derken simdide bir implantimin daha tutmadigini zaten ceneminde implanta uygun olmadigini soyluyorlar 10 aydir bosuna aci cektim aslinda daha fazla uzatmadan ben tedavi ucretinide pesin odemis bir magdur olarak bu doktorlar hakkinda nasil dava acarim ve kazanma sansim nedir teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İmplant vekaletsiz iş görme olarak kabul edilen genel hekimin iş görme borçlarından değildir.Gerçekleştiği ileri sürülen temel hukuksal ilişki, Borçlar Yasasının tanımlandığı üzere niteliğince bir "eser" sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme hekim tarafından inkar edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri HUMK.nun öngördüğü miktardan fazla ise akti ilişkinin anılan yasa hükmü gereğince hasta tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur.

      Yanlar arasında iş bedelinin miktarı da uyuşmazlık konusu olduğunda; saptanacak akdi ilişkinin kapsamı ve en azından hekimin yaptığını bildirdiği iş itibariyle inceleme konusu işi bilir üç kişilik diş hekiminden oluşacak bilirkişi kuruluna hasta muayene ettirilerek Borçlar Kanununun hükmü gereğince işin yapıldığı tarihteki piyasa rayiç bedellerine göre tutarının belirlenmesi gerekmektedir.

      Eser sözleşmesinde eserin ayıplı olması halinde bu ayıplar kabule engel değil ise; iş sahibi ayıpların aynen giderilmesini veya giderilmesi için gerekli bedelin tahsilini ya da iş bedelinden bu miktarın indirilmesini; ayıplar eserin kabulüne engel derecede ise, eseri iade ve ödediği bedelin geri verilmesini ve koşulları oluşmuş ise diğer zararlarını talep edebilir . Öte yandan, ayıbın giderilmesinin aşırı masrafı gerektirmemesi de zorunludur. Çünkü eser bedelini aşan onarım giderini hekim reddedebilir. Bu halde, Medeni Yasanın 2. maddesinde öngörüldüğü üzere, dürüstlük kuralı gereğince, hasta ya ücretten indirim yapılmasını veya sözleşmenin feshini isteyebilir. Bilirkişi kuruluna işin "ayıp" derecesinin de tespiti mahkemece yaptırılmalıdır.


      Açıklanan tüm bu hukuksal çerçeve dahilinde; mahkemece araştırma ve inceleme yapılarak yapılan işin kapsamı belirlenmeli, buna göre iş bedeli saptanmalı, iş bedeline mahsuben davacı tarafından ödendiği kanıtlanan miktar varsa ve iş ayıplı yapılmışsa derecesine göre ayıbın giderilmesi masrafları belirlenirken ödenmeyen miktarın mahsubuyla buna göre tahsili gereken masraf varsa ödetilmesine,hekim tarafından yapılan işin ayıpsız olduğunun saptaması durumunda da, ödendiği ileri sürülen iş bedelinin iadesi ve ayıpların giderimi masraflarının ödetilmesi ödetilmesine karar verilmesi gerekir eğer diş hekiminin zorunlu sigorta poliçesi var ise maddi ve manevi kayıplar bu poliçeden de tazmin edilebilir.

      Sil

Sadece uygun görülen yorumlar, iletişim bilgileri var ise yanıtlanacaktır.