Cmr Nedir

CMR Sigortası Nedir ?
Ülkemizde kanunen zorunlu tutulan örneğin Trafik sigortası gibi sigortalar dışında ayrıca ihtiyaca göre hazırlanmış sigorta türleride bulunmaktadır.Bunlardan uluslar arası nakliyeciler açısından en önemlilerinden bir taneside CMR Sigortalarıdır.Kanunen zorunlu olmasa da gerek modern ticari işletmelerin daha sağlam bir gelecek için risk yönetimine eğilmeleri ile gerekse de üst taşıyıcı, nakliyat sigortacıları bazen alıcı ve satıcıların talepleri doğrultusunda CMR Sigortası ülkemiz pazarında gün geçtikçe daha fazla talep edilen sigorta türlerinden biri olmaktadır


Cmr Sigortası Hakkında Doğru Bilnen Bazı Yanlışlar



Bu talep yurt dışından faaliyet gösteren bazı şirketlerinde doğrudan uluslararası nakliyeciyle temas ederek faaliyette bulunmalarının en önemli sebebidir.Ancak aşağıda açıklamaya çalışacağımız üzere bu konuda bazı doğru bilinen yanlışlara değinerek uluslararası nakliyecinin ihtiyaçlarına çözüm arar iken daha temkinli olması gerektiğini izah edeceğiz.



CMR poliçesinde sigorta bedeli çok sık kullanılan biz pazarlama argümanıdır ancak bu poliçeler ile nakliyecinin Konvansiyon’dan kaynaklanan sınırlı sorumluluğu sigorta edilmekte olduğundan teminatın sınırlandığı bedel CMR Konvansiyonunun 23.maddesinde öngörülen hasarlanan malın eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 SDR hesap birimini aşmayacaktır ilkesi gereği poliçe bazında değil CMR Konvansiyonu tarafından sınırlandırılmıştır.Dolayısıyla tüm poliçelerde bu çerçevede düzenlenmiştir.Tüm CMR poliçelerinin bu kurala göre düzenlenmesi sorumluluk poliçelerinin gereği olup bu açıdan yurt içi ve yurt dışında düzenlenmiş olan CMR poliçeleri arasında fark bulunmamaktadır.Şahsen bir bedel belirtilmesi sigortalılara doğru açıklanmaz ise sigortalı nakliyeciler tarafından sorumluluk poliçesi olan CMR poliçesi müşterilerine nakliyat sigortası gibi lanse ettirilerek yanıltıcı sonuçlar verecektir.


Yurt dışında sunulan teminatlar ile Türkiye’de faaliyet gösteren Şirketler tarafından sağlanan teminatlar arasında her poliçenin kendine özel durumu olmakla beraber temel olarak farklılıklar bulunmamaktadır.Ancak yabancı sigorta şirketleri teminatlarını yabancı dilde ve kendi ülke hukuklarına atıf yaparak belirlemekte Türkçe tercüme mevcut olsa dahi orijinal dili geçerli kabul etmektedirler.Kapsamlı metinler içeren CMR Sigortası özel şartlarının ihtilaf halinde bir kelimenin anlamının dahi çok önemli olduğu hallerde Türk Nakliyecisinin mağduriyetine yol açacağı açıktır.Dolayısıyla verilmiş olan teminatların yabancı sigorta şirketleri ve Türk Sigorta şirketleri farklı bir terminoloji kullanıldığı için karşılaştırması dahi doğru sonuçları veremeyebilecektir.



Örneğin pazar payı yüksek olan yurt dışından CMR Poliçesi düzenleyen yabancı bir Broker Şirket tarafından hazırlanan CMR Sigortası Genel Şartları başlıklı metinde aşağıdaki maddeler yer almaktadır.



Her şeyden önce Genel Şart terimi Türk Sigorta Mevzuatında Hazine Müsteşarlığı tarafından onaylanmış bir metin manasına gelmekte olduğundan bu terimin kullanılması yasal açıdan sakıncalıdır.



‘’ 4. Sigorta dışı hususlar


Aşağıdaki talepler hariç kılınmışlardır.


4.1 Örneğin izinsiz taşımalar, izin geçerlilik alanına veya trafik gereği sınırlamalara riayet edilmemesi gibi kamu hukuku uyarınca mevzuatların ihlal edilmiş olduğu taşımalar nedeniyle doğan hak ve talepler
4.2 Sigortalı, kanuni temsilcileri, ticari vekilleri veya şubelerinin bağımsız müdürleri tarafından kasten veya dikkatsizce ve muhtemelen bir ziya ve hasarın meydana gelebilecek olduğu bilinciyle sebebiyet verilen ziya ve hasarlardan doğan hak ve talepler


4.10 Fiziki hasarlardan doğan talepler ‘’


4.1 incelenirse madde metninin neyi teminat dışı bıraktığı anlaşılamamaktadır.Nakliyeci sefer esnasında bir çok ülkeden geçmekte haliyle her ülkenin otoritelerinin düzenlediği taşımacılık, trafik, gümrük vs. gibi kamu hukuku uyarınca bir çok mevzuatla yükümlü kılınmaktadır.Örneğin sigortalı araç o ülkede öngörülen hız sınırın aşar ise veya hatalı sollama yaparak bir kazaya sebebiyet verse trafik düzenlemelerine ilişkin kamu hukukunu ihlal etmektedir.
4.2 incelenirse madde metni dikkatsizce tanımını kullanarak kusurdan dolayı teminat dışı bırakmayı öngörmektedir.Bu maddenin karşılığı olabilecek tarzda bir metin Türkiye’de faaliyet gösteren Şirketler’in poliçesinde de yer almaktadır.


‘’ Sigortalının kendisinin, temsilcisinin, vekillerinin, şubelerinin, sürücü ve yardımcılarının , sigortalının yardımcı personelinin hileli, kasıtlı olarak veya ağır kusur sonucunda sebep oldukları hasar ve kayıplar ‘’




Bu poliçede yer alan metinde hile, ağır kusur gibi Türk Hukukunda karşılığı olan ihtilaf halinde Yargıtay’ın içtihatları çerçevesinde yorumlanabilecek genel hukuk ve sigortacılık terminolojisine uygun tanımlara yer verilmektedir.
Her iki metin kıyaslanır ise yurt dışından CMR Poliçesi kesen yabancı şirket metninin Türk Hukukunda karşılığı olmayan her hasarda sigortalı aleyhine uygulanabilecek genel ifadelere yer verdiği görülecektir.


4.10 incelenir ise bu tarz bir teminat dışı kalan hale sektörde yer alan sigortacıların poliçelerinde yer verilmediği bu maddenin neyi teminat dışında bıraktığının anlaşılmasının mümkün olmadığı görülecektir.


Cmr Sigortasının Türk Hukukundaki Yeri



Ülkemizde faaliyet gösteren Şirketlerin CMR Sigorta poliçeleri incelendiğinde uzun yıllar içerisinde oluşmuş ve oturmuş bir terminoloji olduğu her bir terimin sorumluluk hukukunda karşılığı bulunduğu Yargıtay tarafından içtihatlarla desteklendiği ancak yabancı sigorta poliçelerinin sigortacılık ve Türk Hukukuna yabancı olan genel ifadeli poliçeler ile verilen teminatları istisna kılınan halleri açık ve net olarak belirtmediği görülmektedir.


En önemlisi eğer Türk nakliyecisi yukarıda verilen örnekler ve bu tarz diğer metinler dolayısıyla Yurt dışından CMR Poliçesi kesen Broker ile ihtilaf yaşar ise poliçede yer alan yetki şartı gereği ancak Münih Mahkemelerinde dava açabilecek Alman Hukuku çerçevesinde karar verilecektir.Bu yola başvurmak için avukatlık ücretlerinin yüksek olduğu Alman Avukatlar ile temasa geçmek özellikle düşük bedelli dosyalarda ülkemiz nakliyecisi için katlanılamayacak bir külfet olmaktadır.


Ancak Türkiye’de faaliyet gösteren Şirketler Ülkemiz Kanunlarına tabi olduğu için sigortalı ile ya da zarar gören ile ihtilaf yaşadığında Türk mahkemeleri yetkili olmakta dolayısıyla Türk yargısı tarafından karar verilmekte hatta yeni yürürlüğe giren tahkim sistemi sayesinde dört ayı geçmeyecek derecede kısa ve masrafsız bir yoldan hakkını talep edebilmektedir.


Sorumluluğun söz konusu olmayıp zarar görenle ihtilafın yargılama yolu ile giderilmesi talep edildiğinde ya da zarar gören doğrudan dava açtığında çoğu zaman nakliyeci ile sigorta şirketine beraber dava açılmakta davanın aleyhe sonuçlanması halinde kararın icraya konulması halinde sigorta şirketi de davada taraf olduğundan edimini yasal olarak yerine getirmekte temyiz edilen kararda sigortalısı adına da banka teminat mektubu koymaktadır.


Hatta bu konuda sigortalılarına poliçede yazılı olduğu şekilde hukuksal koruma teminatı sağlayarak sigortalının avukatlık ücreti ve mahkeme masrafları ücretinden dolayı da zarar görmesinin önüne geçilmektedir.


Yurt dışından CMR Poliçesi kesenlere karşı ise zarar gören tarafından ancak Türk Hukuk Sisteminde yabancı acenteler için öngörülmüş olan usulle sadece izafeten dava açılmakta dolayısıyla cebren tahsil kabiliyeti sınırlı olan bu yolu malı zarar görenin tercih etmemesi sebebiyle yurt dışından CMR Poliçesi kesen sigortalı davada tek başına kalmakta icra aşamasına geldiğinde haciz baskısı altında kalarak temyiz edilecek durumlarda banka teminat mektubu sıkıntısı yaşanması ihtimali söz konusu olabilmektedir.


Özellikle yüksek bedelli bir hasarın yurt dışından CMR Poliçesi kesenler tarafından reddedilmesi ya da zarar gören tarafından doğrudan sadece kendisinin taraf gösterildiği bir davaya maruz kalması uluslararası nakliyecinin iflasına sebep olacak mali yıkımlara yol açabilecektir.


Ülkemiz CMR Konvansiyonu’na 07.12.1993 tarihinde protokolleri imzalayarak katılma iradesini ortaya koymuş 31.10.1995 tarihi itibarıyla Resmi Gazete’de yayınlanarak iç hukuk kaynağı haline gelmiştir.Bugün Türk Hukuk Sisteminin ayrılmaz bir parçası olan CMR Konvansiyonu yeni Türk Ticaret Kanunu ile de yurt içi nakliyecinin sorumluluğuna ilişkin hükümlerde esin kaynağı olmuş bulunmaktadır.CMR Konvansiyonu ve CMR Sigortaları hakkında Yargıtay yüzlerce karar vererek sınırlı bir metin olan Konvansiyonu Türkiye şartları içerisinde içtihat hukuku ile geliştirmiştir.Ülkemizde yer alan üniversitelerde bu alanda bir çok tez yayınlanmış , sempozyumlar düzenlenmiş, akademik çalışmalar yapılarak çeşitli yayınlar yapılmıştır.Ülkemizde CMR Konvansiyonu ve CMR Sigortaları günden güne gelişerek Türk Hukukunda ve Sigorta sektöründe uzun yıllara dayanan birikimler ile kendine yer bulmuştur.Poliçeler bu çerçevede durağan halde olmamakta yaşayan poliçeler olarak sürekli gelişen sorumluluk hukuku çerçevesinde revize edilmektedir.


CMR poliçeleri ile teminat alan sigortalılar ülkemizde faaliyet gösteren uluslararası nakliyeciler olup CMR poliçeleri Yargıtay tarafından da tartışmasız kabul edildiği üzere sorumluluk sigortası olduğundan zarar gören malın sahibinin değil ülkemiz nakliyecisinin menfaatlerini korumaktadır.Dolayısıyla CMR poliçelerinin yukarıda izah edilen tarihsel gelişimde düşünülür ise bugüne dek yasal olarak yurt dışında yaptırılacak sigortalar kapsamında Hazine Müsteşarlığınca izin verilmemesi sayesinde zamanla Türk Hukukunun CMR sigortası ile olan bağının koparak ülkemiz nakliyecilerin menfaatlerinin yabancı ülke mahkemelerinde tartışılmasına sebebiyet verilmemiştir.


Ayrıca uluslararası kara nakliyeciliği gittikçe gelişmekte ve gümrüklü antrepo, depolama , yurt içi nakliye ve dağıtım olmak üzere yaygınlaşmaktadır.Dolayısıyla sigorta ihtiyaçlarıda bu çerçevede artmaktadır.Uluslararası nakliyecinin tek sigorta ihtiyacı CMR Sigortası değildir.Filoların Kasko, Trafik, Yeşil Kart, depo / idari binaların Yangın, Sorumluluk poliçeleri sürücüler için Seyahat Ferdi Kaza, Sağlık, İşveren sigortası gibi bir çok sigorta türünde talepler söz konusu olmaktadır.

Cmr Sigortası Kime Yaptırılmalı ?

Dolayısıyla Ülkemiz Sigorta Sektöründe faaliyet gösteren şirketler yurt dışından CMR Poliçesi düzenleyenlerin aksine müşterilerinin tüm sigorta ihtiyaçlarına hizmet vererek hasar prim dengelerini de bu kapsamda değerlendirmektedir. Yurt dışından CMR Poliçesi düzenleyenlerin CMR Sigortası alanında faaliyetlerinin yasa dışı olduğu günümüzde bir de yasal boyuta kavuşması durumunda vergi, karşılıklar, acente komisyonları gibi eşit olmayan rekabet koşulları nedeni ile piyasada hakim konuma gelmeleri söz konusu olabilecek ve Ülkemizde yer alan Sigorta Şirketlerinin CMR Sigortası üretimi giderek düşecek bunun sonucunda sınırlı sayıdaki yurt dışından CMR Poliçesi düzenleyen Broker tekel konuma gelerek prim bedelini arttırabilecek ayrıca hasar prim durumu iyi olmayan sigortalılarına yukarıda bahsedilen tarzda ürünler sunamadıklarından dolayısıyla hasar prim durumunu dengeleyemediklerinden bir kısım sigortalılara teminat veremeyecek bu da getirilen Ülkemiz nakliyecisinin uzun vadede sigortasız kalmasına sebebiyet verecektir.


Yurt dışından CMR Poliçesi düzenleyenlerin CMR poliçeleri düzenleyerek ülkemizden tahsil ettikleri primleri hiçbir vergiye tabi olmadan yurt dışına aktarmaları açık bir şekilde haksız rekabet teşkil etmektedir.Ülkemizde kesilen her CMR poliçesinde primlerde %5 BSMV alınmakta ayrıca acenteye ödenen komisyonlarda acente tarafından %20 nispetinde vergilendirme yapılmakta kar eden sigorta şirketi tarafından da vergisi verilmektedir.


Ülkemiz Sigorta Sektörü yasal açıdan sürekli denetime tabi olduğundan üretimden, hasara, muallak ve karşılık ayırmaya kadar CMR Sigortasının her sürecinde denetime tabi olduğu düşünülür ise Yurt dışından CMR Poliçesi kesenlerin bu açıdan denetlenmemesi mali bünyelerinin zayıflaması halinde ülkemiz nakliyecilerinin sıkıntıya düşmesine sebebiyet verecektir.Nitekim geçmişte yaşanan GFA isimli yabancı firmanın CMR Sigorta poliçesi nedeni ile bir çok uluslararası nakliyeci mağdur olmuş Hubertus Clauses isimli bir şirketinin iflas ederek kapanması da hem sigorta hem de Şirketler nezdinde önemli zararlar doğurmuştur.


Hiçbir denetime tabi olmayan Yurt dışından CMR Poliçesi kesenler hasar yönetiminde dosyada bulunması zorunlu belgeleri dahi aramadan ihbarın ardından taleple kısa sürede küçük ölçekli hasar ödemelerini pazarlama argümanı olarak kullandıkları düşünülür ise denetime tabi ülkemiz sigortacılarının usule uygun yükümlükleri nedeni ile haksız yere itham altında kalmalarına neden olmaktadır.


Sonuç olarak Sigorta Sektörümüzde uzun yıllardır uluslararası nakliyecilere CMR Sigortası alanında ihtiyaçlara çözüm olacak şekilde hizmet vermekte pazarda etkin konumda bulunmaktadır.Pazarda yasal olmayan şekilde halihazırda yurt dışından CMR Poliçesi kesenler etkin mücadele olmadığı için çalıştığı ve yukarıda açıklanan haksız rekabete sebebiyet verecek derecede eşit olmayan koşullarda yer aldığı düşünülür ise buna rağmen CMR Sigortasında ülkemizde yasal zeminde ve denetime açık olarak hizmet verilebildiğini göstermektedir.



Bu yüzden CMR Sigortanızı yaptırmadan önce Türkiye’de irtibat bürosu şeklinde faaliyet gösteren ve hiçbir denetime tabi olmayan, ülkemizden gelir elde edip vergilendirmeyen irtibat büroları yerine CMR Sigortasını bilen bir acente ile Türkiye’de faaliyet gösteren Şirketleri tercih etmek yasal olmayan yapı ile mücadele ederek haksız rekabetin engellenmesi böylece büyük sayılar ilkesi gereği ülkemiz sigortacılarının daha uygun primlerle uluslararası kara nakliyesi sektörüne hizmet vermesini sağlayacaktır.

0 yorum to “ Cmr Nedir ”

Yorum Gönder

Sadece uygun görülen yorumlar, iletişim bilgileri var ise yanıtlanacaktır.