Trafik Sigortasında Aracın Pert Edilmesinin Mantığı ve Yasal Dayanağı




İki araçlı bir trafik kazasında A aracı %100 kusurlu doğal olarak trafik poliçesi B aracının hasarını odeyecek. B aracının eksperce tespit edilen hasarı 10.000 TL aracın piyasa rayiç değeri 11.500 TL Hasarlı ( Hurda )  değeri  ise 7.000 TL sigorta şirketi 11.500 TL - 7.000 TL = 4.500 TL yi size teklif ediyor.
Bu tür durumlarda ben aracımı yaptıracağım Trafik policesi 10.000 TL'yi ödemek zorunda mı ?
Şeklinde sorular çok sık sorulur.

Bunun yanıtını öncelikle hukukta aramak yerine başka bir gözle bakar isek neden bu uygulamanın yapıldığını daha rahat anlarız.
 
Aracınızın değeri 11.500 TL ise ve siz 10.000 TL ye tamir edip kullanmayı düşünüyorsanız bu işten hiç de karlı çıkmazsınız zira bu kadar hasarlı araba sürekli başınıza iş açar bu yüzden size ödenen 4.500 TL yi kabul eder ve 7000 TL ye sigorta şirketinin bulduğu aracınızı almaya hazır çıkma parçalarla çok ucuza tamir edip satacak sovtajcıya satarsınız yani toplamda 11.500 TL alıırsınız ve gidip kendinize yeni bir araba alırsınız bu arada burada karıştırılan bir şey var 7000 TL hurda bedeli değildir hurdaya çıkan araç yasal mevzuat gereği bir daha tamir edilemez zira trafikten kaydı düşülür 7000 TL ağır hasarlı araç bedelidir trafikten çekme belgesi ile bu araç ağır  hasarlı kabul edilir ve tamir edildikten sonra muayeneye götürür ve tekrar trafiğe çıkarırsınız.
 
Yine karıştırılan bir başka husus da şudur eski model araçlara orjinal ya da eşdeğer parça ile tamir biçerseniz o aracın tamir masrafları çok artar dolayısıyla araç ağır hasarlı gibi görünebilir bundan dolayı eğer 7000 TL ye siz razı olur ve bu bedelden satmak yerine aracın sizde kalmasını isterseniz aracınızı son derece ucuz çıkma parçalarla tamir ederseniz ki bu size ödenecek 4500 TL den bile az olur bu işten karlı bile çıkarsınız sonuçta uygulama bu mantık çerçevesinde gitmektedir.
 
Dolayısıyla bu işlem herkesin menfaatine olmaktadır siz 11.500 TL ye razı olursunuz cebinizde 11.500 TL olur gider kazasız bir araç alırsınız sigorta şirketi 10.000 TL ödemek yerine 4.500 TL öder hasar maliyetlerini azaltarak sektörde daha rekabet eder hale gelir ve daha ucuz poliçe keser 7000 TL  ye alan sovtajcı atıl halde bekleyen çıkma parçaları kullanarak bu aracı tamir edip alıp satar ve bu işten kar ederaraç tekrar ülke ekonomisine kazandırılmış olur.
 
Bütün bu işlemler karşılılı rızaya dayanan yasal işlemlerdir büyük çoğunluk 11.500 TL yi alıp kazalı arabadan vazgeçmeyi seve seve kabul etmektedir.
 
İşin hukuki boyutuna bakar isek Yargıtay İctihatları uyarınca sigorta bir zenginleşme vasıtası değildir dolayısıyla sigortacı gerçek zarardan sorumludur burada sigorta şirketi size aracınızı 7000 TL Ye alacak bir sovtajcı bularak aracınızın hasarlı halinin ekonomik olarak 7000 TL olduğunu size ispatlamış olmaktadır aracınızın piyasa rayici ise 11.500 tl dir bu durumda sigorta şirketi size zararınızın 11.500 TL - 7000 tl = 4500 TL olduğunu söylemektedir sonuçta 7000 TL sahip olduğunuz hasarlı aracın sovtajıdır ve gerçek zarar ilkesi sovtaj düşülmesine olanak sağlamaktadır. Şimdi siz zararınızın 10.000 olduğunu nasıl söyleyebilirsiniz  ?

Trafik sigortası bir sorumluluk sigortasıdır dolayısıyla haksız fiil sonucu üçüncü şahsın maddi kayıplarını telafi etmeyi amaçlar hal böyle iken üçüncü şahsın yukarıda görülen örnekte olduğu üzere aracının onarımı ekonomik olmadığı halde ısrarla aracını tamir ettirmek istemesi karşı tarafa zarar vermeyi amaçladığını gösterecektir ve hakkın kötüye kullanılması olarak nitelenecektir.

Bir an için  sigortayı unutalım böyle bir örnekte siz karşı tarafla davalısınız ve kendisine aracının bedeli ne ise ödeyeceğim aracını bana hasarlı halde teslim et ben de aracını satıp zararı azaltacağım diyorsunuz karşı taraf hayır vermem ben tamir ettiririm sen de mecburen ödeyeceksin diyor.Burada karşı tarafın iyiniyetinden şüphe etmez misiniz ? Unutmayalım hukukta tazminat bir cezalandırma amacı değil maddi kayıpların telafisinin amacıdır.

Hem aracın değer kaybına uğrayacağını da düşünürseniz ısrarla nasıl aracı tamir ettirmek isteyebilirsiniz ?

Zarar tazmin ilkeleri hukukta gerçek zarar ve denkleştirme üzerine kurulmuştur hakim zarar tazmininde bu ilkelere göre hareket eder.Bu sebeple ikinci şıkka hükmedemez aşağıda yer alan Yargıtay Kararları bu hususu belirmektedir.


YARGITAY  4. HUKUK DAİRESİ E. 1987/9417 K. 1988/1949 T. 1.3.1988

Dava dilekçesinde trafik kazası sonucunda hasara uğrayan davacı idareye ait araç için parça bedeli olarak 319.690 lira ve işçilik bedeli olarak 181.310 lira olmak üzere toplam 500.000 liranın ödetilmesi istenilmiştir. Bilirkişi raporunda malzeme bedeli olarak talep olunan miktar uygun görülmüş ve bu miktardan % 20 yıpranma nedeni ile kıymet artışı olarak 63.938 lira indirildikten sonra brüt zarar 255.753 lira gösterilmiş ve mahkemece bu rapora dayanılarak sözü edilen miktardan davalının kusur oranına düşen 63.938 liranın tahsiline karar verilmiştir. Öte yandan Orman İşletmesinden alınan cevap yazıya göre bu araç henüz hurdaya çıkarılıp kaydı terkin edilmemiştir. Aracın henüz tamir ettirilmemiş olması işçilik bedeline ilişkin isteğin reddini gerektirmez. ancak malzeme ve işçilik için gerekli bedel toplamının bu aracın olaydan önceki ve sonraki haline göre değerleri arasındaki farktan hurda bedeli indirildikten sonra bulunacak miktardan fazla olması halinde malzeme ve işçilik bedelinin değil, bundan daha az olan diğer farkından hurda bedeli indirildikten sonra kalan miktarın tazmine esas tutulması gerekmektedir. O halde mahkemece böyle bir inceleme yaptırılmaksızın sadece malzeme bedeli üzerinden ödetme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2005/11341 K. 2005/10336 T. 14.11.2005

Bu hale göre mahkemece yapılacak iş aracın tamirinin ekonomik olup olmayacağının tamir mümkün ise aracın tamir edildikten sonraki değerinde artış veya azalma olup olmayacağının belirlenmesi diğer zarar kalemleri konusunda da delillere göre belirleme yapılması tamirin ekonomik olmaması halinde ise kaza tarihinde aracın kayıtlı olduğu ülkedeki rayiç ( piyasa ) değerinin tesbiti ile hurda halinden yararlanılması söz konusu olduğunda hurda değerinin indirilmesi suretiyle zarar miktarının belirlenmesi için tarafların delillerini uzman bilirkişi veya bilirkişi kuruluna incelettirerek alınacak rapor sonucuna göre değerlendirme yapmak ve karar vermekten ibarettir. Manevi tazminat yönünden de belirlenen delil durumu sonucuna göre hüküm vermek gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2013/18994 K. 2014/458 T. 16.1.2014

ÖZET : Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda aracın 2. el piyasa rayiç bedeli ile aracın onarım faturası gözetildiğinde aracın pertinin daha uygun olmasına rağmen onarım yaptırılması sebebiyle belirlenen en düşük onarım bedeli dikkate alınarak karar verilmesi ve toplam 14.231,08 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalıdır.Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak aracın pertinin uygun olduğunun anlaşılmasına göre, olay tarihindeki aracın 2. el piyasa rayiç bedeliyle kazadan sonraki sovtaj ( hurda ) değerinin belirlenmesi ve piyasa rayiç değerinden sovtaj değerinin mahsubuyla gerçek zarar tespit edilerek, aracın pert olması sebebiyle araçtaki değer kaybını talep edemeyeceği de gözetilerek sonucuna göre karar vermek gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, İçişleri Bakanlığı tarafından açılan ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı İçişleri Bakanlığı vekili vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı İçişleri Bakanlığı vekili, Adana Emniyet Müdürlüğüne ait motosikletin davalı polis memuru A. M. sevk ve idaresinde iken 10.6.2005 tarihinde diğer davalı F.Ö.'ün sürücüsü olduğu araçla çarpıştığını, tespit raporuna göre hasar, değer kaybı ve ikame araç bedeli zararı bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik toplam 15.571,71 TL'nin davalılardan kusurları nispetinde tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile 16.649,84 TL hasar, 4.000 TL değer kaybı, 750 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 21.339,84 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Birleştirilen 2011/559 E.sayılı davada, davacı İçişleri Bakanlığı vekili, Adana Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru A. M. tarafından 10.6.2005 tarihli trafik kazasında yaralanması sebebiyle hazine aleyhine açılan davada Adana 2. İdare Mahkemesi'nin 20.000 TL manevi tazminata hükmettiğini, başlatılan icra takibinde polis memuruna toplam 24.945 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek, 24.945 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kazaya sebebiyet veren karşı araç sürücüsü davalı F.Ö.'ten rücuen tahsilini talep ve dava etmiş, birleştirilen Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/1059 E. sayılı davasında da davacı İçişleri Bakanlığı vekili, Adana 2. İdare Mahkemesinde görülen davaya binaen başlatılan icra takibinde ödenen 2.882,72 TL vekalet ücretinin 21.9.2011 ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı F.'den tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı A. M. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı F. Ö., kazada kusuru bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kazanın meydana gelmesinde davalı F. Ö.'ün %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait motosiklette 10.981,08 TL hasar, 2.500 TL değer kaybı, 750 TL kazanç kaybı bulunduğu, yaralanan polis memuru tarafından davacı aleyhine açılan davada Adana 2. İdare Mahkemesi tarafından verilen hükme göre yapılan ödemelerin de davalı F.'den tahsili gerektiği gerekçesiyle 2005/281 E. sayılı asıl davada davalı A. M. yönünden açılan davanın reddine, 10.981,08 TL hasar, 2.500 TL değer kaybı, 750 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 14.231,08 TL maddi tazminatın davalı F.'den tahsiline, birleştirilen 2011/559 E. sayılı davada 24.945 TL'nin 22.5.2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleştirilen Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/1059 E. sayılı davasında 2.882,72 TL'nin 21.9.2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı İçişleri Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- ) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin birleştirilen davalar yönünden tüm, asıl dava yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- ) Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda aracın 2. el piyasa rayiç bedelinin 19.000 TL olup, onarım faturasına göre hasar bedelinin 16.649,84 TL olduğu, aracın pertinin daha uygun olmasına rağmen onarım yaptırılması sebebiyle belirlenen en düşük onarım bedeli dikkate alınarak 10.981,08 TL hasar bedeli ( KDV dahil ), 2.500 TL değer kaybı ve 750 TL kazanç kaybı bulunduğu görüşü kabul edilerek, toplam 14.231,08 TL maddi tazminatın davalı F.'den tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak aracın pertinin uygun olduğunun anlaşılmasına göre, olay tarihindeki aracın 2. el piyasa rayiç bedeliyle kazadan sonraki sovtaj ( hurda ) değerinin belirlenmesi ve piyasa rayiç değerinden sovtaj değerinin mahsubuyla gerçek zarar tespit edilerek, aracın pert olması sebebiyle araçtaki değer kaybını talep edemeyeceği de gözetilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, asıl davaya dair yazılı şekilde verilen kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin birleştirilen davalar yönünden tüm, asıl dava yönünden sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarının kabulüyle asıl davaya dair hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın13/J maddesi uyarınca davacı İçişleri Bakanlığından harç alınmamasına, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

2 yorum :

Sadece uygun görülen yorumlar, iletişim bilgileri var ise yanıtlanacaktır.