Trafik kazasından dolayı askere rücu


Anayasal bir görev olan zorunlu askerlik sırasında askerin kusuru ile karıştığı bir trafik kazasında tazminat ödeyen askeri kurumların askere rücu işlemi halinde askerin ücretsiz olarak çalışması ve anayasa gereği bu görevi ifa ettiği düşünülerek tazminattan indirim yapılması gerektiği Yargıtay'ın aşağıdaki kararı ile belirlenmiştir.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2013/16170 K. 2014/11570 T. 10.9.2014

ÖZET : Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı, askerlik görevini yapan davalının askeri araçla seyri sırasında meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle yaralanana ödenen maddi ve manevi tazminat miktarının yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, Anayasa'nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik ödevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve anayasal ödevde bulunması dolayısıyla onun, tazminatın tümüyle sorumluluğu durumunda hakkaniyet öğesi, kapsam belirlemede dikkate alınmamış olma sonucunu doğurur. Şu durum karşısında anılan öğe değerlendirmeye katılarak tazminattan belirli bir indirim yapılmak üzere yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.

DAVA : Davacı Milli Savunma Bakanlığı adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili tarafından, davalı D. Y. aleyhine 14/12/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/07/2013 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- )Davalının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, askerlik görevini yapan davalının askeri araçla seyri sırasında meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/56 Esas ve 2009/460 Karar sayılı dava dosyasında yaralanan G. B.'a maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verildiğini ve hükmedilen tazminatın İdare tarafından İzmir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/717 Esas sayılı icra dosyasına ödendiğini belirterek, söz konusu tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. 818 sayılı BK'nun 50. maddesi, hâkimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hâkim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de; onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hâkim, rücu kapsamını takdir durumundadır.
Kusur kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet, onunla birlikte değerlendirilmesi gereken öğelerdendir. Davalı, Anayasa'nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik ödevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve anayasal ödevde bulunması dolayısıyla onun, tazminatın tümüyle sorumluluğu durumunda hakkaniyet öğesi, kapsam belirlemede dikkate alınmamış olma sonucunu doğurur. Şu durum karşısında anılan öğe değerlendirmeye katılarak tazminattan belirli bir indirim yapılmak üzere yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) no'lu bentte belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 10.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2014/1479 K. 2014/2528 T. 17.2.2014

ÖZET : Dava, trafik kazası sonucu uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece kurum yazıları gerekçe gösterilerek davalının %100 kusurlu olduğunun kabulüyle hüküm kurulmuş ise de, dosya kapsamında bulunan Askeri Savcılık dosyası ve dinlenen tanık beyanlarından kimin kırmızı ışıkta geçerek kural ihlali yaptığı hususu açıklığa kavuşmamıştır. Bu sebeple üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olduğundan davalıların eşit kusurlu olduğunun kabulüyle her iki davalının da davacı idarenin maddi zararından sorumlu tutulması gerekir. Davalının açıklanan sebeplerle tam kusurlu olduğunun kabulüyle karar verilmesi yerinde değildir. Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Davalı , Anayasa'nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuruyla zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve bu hizmetin anayasal bir görev niteliğinde olması nedeniyle, tazminatın tamamından sorumlu tutulması, hakkaniyet öğesinin kapsam belirlemede dikkate alınmamış olunması sonucunu doğurur. Şu durumda anılan öğe değerlendirmeye katılarak belirlenen tazminattan belirli bir indirim yapılması gereklidir.

DAVA : Davacı-karşı davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından, davalı-karşı davacı E. G. ve davalı Y. B. aleyhine 7.3.2003 gününde verilen dilekçeyle maddi tazminat istenmesi üzerine ve davalı-karşı davacı E. G. tarafından davacı-karşı davalı Milli Savunma Bakanlığı aleyhine 2.4.2003 gününde verilen dilekçeyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın Y. B.yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı E. G. yönünden reddine ve karşı davanın reddine dair verilen 22.6.2006 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili ve davalı Y. B. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Tarafların diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. yerel mahkemece, asıl davanın Y. B. yönünden kısmen kabulüne diğer davalı E. G. yönünden reddine ve karşı davanın ise reddine karar verilmiş; karar, davacı Milli Savunma Bakanlığı ve davalı Y. B. tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl davacı Milli Savunma Bakanlığı, 17.8.2002 tarihinde davalı er Y. B.'nın idaresindeki askeri araçla diğer davalı E. G.'in kullandığı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada davaya konu askeri araçta meydana gelen zararın davalılara ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu kazada kırmızı ışık ihlalinin davalı Y. B. tarafından yapıldığı ve kazaya adı geçen davalının sebep olduğunun kabulüyle tespit edilen zararın davalı Y. B.dan tahsiline karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde; mahkemece yargılama sırasında kusura dair olarak makine mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden ve daha sonra Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alındığı, ilk raporda, kazaya sebep olan her iki taraf tanıklarının da bulundukları aracın yeşil ışıkta geçtiklerini beyan ettikleri ve dosya kapsamıyla kimin kırmızı ışıkta geçtiğinin tespit edilememesi sebebiyle davalıların eşit kusurlu sayılmaları gerektiğinin bildirildiği, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinin hazırladığı kusur raporunda ise, kimin kırmızı ışıkta geçtiğinin tespit edilemediği, kimin kırmızı ışıkta geçtiğinin kabulünün mahkemeye bırakılarak alternatifli rapor düzenlendiği ve kırmızı ışıkta geçen tarafın %100 kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dosyaya İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı ve Muhafaza Hizmet ve Bölük Komutanlığı'nın güzergah değiştirilmesine ve kavşaklarda araç, yaya yeşil kırmızı ışık arasında yolun genişliğine bağlı olarak değişen koruma sürelerine dair gönderilen yazılar gerekçe gösterilerek davalı Y. B.'nın kırmızı ışık ihlali yaptığının kabulüyle zarardan sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece yukarda anılan kurum yazıları gerekçe gösterilerek davalı Y. B.'nın %100 kusurlu olduğunun kabulüyle hüküm kurulmuş ise de, dosya kapsamında bulunan Askeri Savcılık dosyası ve dinlenen tanık beyanlarından kimin kırmızı ışıkta geçerek kural ihlali yaptığı hususu açıklığa kavuşmamıştır. Bu sebeple üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olduğundan davalıların eşit kusurlu olduğunun kabulüyle her iki davalının da davacı idarenin maddi zararından sorumlu tutulması gerekir. Davalı Y. B.'nın açıklanan sebeplerle tam kusurlu olduğunun kabulüyle karar verilmesi yerinde değildir.
3- Davalı Y. B.'nın diğer temyiz itirazına gelince;
Askerlik hizmeti sırasında verilen zararın davalıdan tahsili istenmektedir.
Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Davalı Y. B., Anayasa'nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuruyla zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve bu hizmetin anayasal bir görev niteliğinde olması nedeniyle, tazminatın tamamından sorumlu tutulması, hakkaniyet öğesinin kapsam belirlemede dikkate alınmamış olunması sonucunu doğurur. Şu durumda anılan öğe değerlendirmeye katılarak belirlenen tazminattan belirli bir indirim yapılması gereklidir. yerel mahkemece açıklanan yönün gözetilmemesi doğru olmadığından karar bu sebeple de bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeple taraflar yararına, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan sebeple davalı Y. B. yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verild

1 yorum :

  1. Manisa avukat olarak yazılarınızdan yararlanıyorum. Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Sadece uygun görülen yorumlar, iletişim bilgileri var ise yanıtlanacaktır.