Gümrük sahasında
meydana gelen trafik kazaları öncelikle kazanın meydana geldiği mahal
itibarıyla incelenmelidir.
Yargıtay karar
veririken bu tür karayolu sayılmayan yerlerde bütün verilerin hazırlanmasını,
kroki olmasını şart koşuyor.
a ) Araç henüz
hududu terk etmediyse T.C. hudutları dahilinde meydana gelmiş olabilir.Bu
durumda aşağıdaki Yargıtay kararına göre ödenmesi gerekmekte ancak gümrük
sahası kamuya kapalı alan bu kararın doğruluğu bu açıdan tartışılabilir.
b) Tampon bölge (
yani T.C. hudutlarından araç çıkmış ancak henüz diğer ülke gümrük sahasına
girmemiş ) de meydana gelen kazalarda ise bu bölge her iki ülke toprağıda
olmadığından problem çıkabilir.Geçmişte bir rücu dosyasında Trafik sigortası da Yeşil
Kart sigortası da ödeme yapmamış idi ancak Yeşilkart sigortası ( Motorlu Taşıt Bürosu ) daha sonra ödeme yaparak dolaylı olarak da bu
bölgenin yurtdışı olduğunu kabul etmiş oldu.Kanaatim tampon bölgenin yurtdışı
olduğu yönünde zira resmi açıdan hududun dışında kalıyor.
c )Yurtdışı ise
kesin olarak teminat dışında kalıyor bu hususuda tutanaklardan anlayabiliriz.
Tampon bölgeye
hiç bir ülke gümrük memuru polis memuru tutanak vermiyor.
Gümrük sahasına
ülke gümrükleri tutanak verebiliyor.
Sonuç olarak
hassas bölgeler olan bu bölgelerde meydana gelen kazaların tam olarak nerede
meydana geldiği, tutanağı hangi makamın düzenlediği gibi hususları göz önünde
tutarak karar vermenin uygun olacağıdır.
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2003/2746 K. 2003/8639 T. 2.10.2003
Davacı
sigortacı,sigortalı dorsede kaza nedeniyle oluşan hasarı sigorta ettirene
ödemiş ve sigortalının haklarına kanuni halef olduğu gibi, ibranamede
sigortalının haklarını temlik ettiğini bildirmesiyle sigortalının alacaklarına
akti halef de, olmuştur Mahkemece,davaya konu kazanın karayolunda meydana
gelmediği ve yetkililerce kaza tespit tutanağı tutulmadığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiştir.2918 sayılı yasanın 3ncü maddesi hükmünde, Karayolu,
"Trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi,köprüler ve
alanlar"olarak tanımlanmıştır.Davaya konu kaza(hasar) gümrük sahasında
meydana gelmiştir.Bu durum karşısında, kazanın meydana geldiği gümrük
sahasının bir alan ve dolayısıyla karayolu sayılamayacağından söz edilemez.Kaza
tespit tutanağının yetkilerce tutulmaması tek başına davanın reddi sebebi
değildir.Şu halde mahkemece,davacıya sigortalı aracın bir kazaya uğradığı kabul
edilerek,tarafların kusur oranları ve davacının talep edebileceği zarar
miktarının tespiti ile davalı işletenin bu miktardan sorumlu tutulması
gerekirken,yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.
2-Öte
yandan,Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları'nın 3/g maddesi hükmünde
"işletenin aracına veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorklara ve yarı
römorklara veya çekilen araçlara gelecek zararlar nedeniyle ileri sürülebilecek
talepler" teminat dışı sayılmış ise de,burada söz konusu edilen çekilen
araçlar maliklerinin iradesi ile çekilen araçlar anlaşılmak gerekir.Davacı
taraf, davalı işletenin sigortalı halefinin haberi ve iradesi dışında aracının
çekildiğini ileri sürmektedir.Davalı zorunlu trafik sigortacısının
sorumluluğunun bu çerçevede incelenip sonucuna göre değerlendirilmesi
gerekirken, bunun hakkındaki davanın reddi de isabetli olmamıştır.